DOKUZ ÇÖP
Oyun yüksek bir taş, yaklışık 1 m uzunluğunda bir sopa ve 20-30 cm uzunluğunda 9 adet çöple oynanır. Sopanın bir ucu yerde olacak şekilde taşın üstüne konulur. Sopanın taş üzerindeki ucu 15-20 cm boşlukta bırakılır, çöpler sopanın yerde kalan tarafına bir ucu yerde diğeri sopaya dayalı şekilde dizilir. Oyuncular sayışmasıyla ebe şeçilir. Ebe sayarken diğerleri gizlenirler. Sayma işi bittikten sonra ebe gizlenenlerini bularak, gördükten sonra, elini taşa değer ve gördüğü oyuncunun ismini söyleyerek sobe der. Bu işlem tüm gizlenen oyuncular sobeleninceye kadar devam eder. Eğer ebe sobelerken, gördüğünün değilde bir başkasının ismini söylerse "Çanak Çömlek Patladı" diye bağırılır ve oyun baştan yeniden başlar. Ebe saklanan oyuncuları ararken, oyuncular ebeden önce koşup sobanın taş üzerinde boşlukta kalan kısmına ayakla hızlı bir şekilde vurarak sopanın diğer ucundaki çöplerin fırlayıp dağılmasını sağlar. Ebe çöpleri sopa üzerine dizerken sobelenen oyuncular tekrar kaçarak saklanırlar. Oyunda ebenin, tüm oyuncuları sopaya vurdurmadan sobelemesi gerekir. Tüm oyuncular sobelenmiş ise, anlaşmaya bağlı olarak yeni ebeyi ya eski ebe belirler, yada ebe haricindeki oyuncular sayışarak yeni ebe belirlenir.
ZIRK
Oyun "Zırk" adı verilen 40-50 cm uzunluğunda, 4-5 cm çapında, ucu sivriltilmiş sopalarla 2 erkek çocuklar tarafından. 2 veya 3 kişinin oynaması uygundur. Sopa meşeden olursa, sağlamlık ve ağırlık avantajı sağlar. Genellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında (toprağın nemli olması önemlidir) oynanır. İlk atıcı belirlenir. Atıcı zırkı sert bir şekilde yere saplar. Önemle olan zırkı yere oldukça dik ve sağlam bir şekilde batırmaktır. Sıradaki atıcının amacı: Rakibinin zırkını yere düşürüp, kendi zırkının da yere batmasını gerektiği atış yapmaktır. Bu şekilde bir atış yapabilirse oyunu kazanır. Ancak bu şekilde atış yapamazsa, ilk atıcı zırkını yerden alarak diğer atıcının zırkına aynı şekilde atış yapar. Oyunda rakibirn zırkını devirip, kendi zırkının dikili kalmasını başaran kazanır. Eğer atış yaparken atılan zırk yere düşmüş ise, atıcının yerde yatan zırka değdirerek kendi zırkının ayakta kalmasını sağlamak zorundadır. Rakibin zırkını sert vuruşlarla parçalamak büyük zevktir. Onun için zırkın ağır ve sağlam olması önemlidir. En uygunu meşe veşa şimşir ağacından olanıdır. Eskiden ilkokulda yakılacak odun öğrenciler tarafından günlük olarak getirilirdi. Okulda bir öğrenci veya hizmetli görevlendirilir, bu görevli sabah okul kapısına dikelir, tek tek getirilen odunlar gösterilirdi. Bu dönemlerde okula giden öğrenciler daha sık oynarlardı. Hatta odunu ileri fırlatıp rakibin odununu vurma da bir oyundu. Hatta kazanan kaybedenin odunu alır, rakip odunsuz kalır, odunsuz kalan evine odun almaya döner, kazanan bir sonraki günün odununu bedavaya getirmiş olurdu.
BEŞ TAŞ
Oyun gayet yuvarlak, fındıktan biraz daha büyük 5 adet taşla genellikle kız çocuklar tarafından oynanır. İkiden fazla oyuncu ile oynanabilir ama iki oyuncunun oynaması daha zevklidir.
Oyunun bölümleri;
Birer, İkişer, Üçer, Dörder, Folluk, Dıydık, Geri, Çekiştiri ve Yağlama (Oyunu kaybedenin cezalandırılması)
Taşlardan biri enek seçilir. Taşın dört tane avuç içinde, enek olanı aynı elin baş ve işaret parmakları arasında tutulur. Parmaklar arasındaki enek havaya fırlatılır, avuç içindeki taşlar yere bırakılır ve enek yere düşmeden kapılır. Kapılan enek tekrar havaya fırlatılır ve yere bırakılan taşlardan biri alınır ve aynı elle enek yere düşmeden kapılır. Her atışta bir taşın alınması gerekir. Enek düşürülür ve taş alınamazsa oyuncu yanar, oynama hakkı sıradaki oyuncuya geçer. Oyuncu, yerdeki taşların tamamını bu şekilde almayı başarırsa “Birer’i” başarmıştır ve ikinci aşamaya “İkişer’e” geçer. İkişerde yere bırakılan taşlar ikişer ikişer alınır. Üçerde taşların üçü bir defada, biri de ikinci bir defada alınır. Dörderde yere bırakılan taşların dördü birden alınır. Folluk ikişer gibidir.
Dıydık’ta enek fırlatılır, avuç içindeki taşlar bırakılmadan, işaret parmağı önce çeneye sonra yere değdirilir ve enek kapılır.
Geri’de; enek fırlatılır taşlar yere bırakılır. Diğer elin baş parmağı ile işaret parmağının uçları bir çember oluşturulur, Avuç içi yere değmeden el yere bırakılır. Taşlar parmaklarla oluşturulan çemberden geçirilip ters duran avuç içinde toplanır.
Çekiştiri’de; el içi yukarıda düz tutulur, taşların tamamı bu ele diğer elle düzgün bir şekilde yerleştirilir. Taşlar yavaşça fırlatılır ve el düz bir şekilde ters çevrilerek, taşların üstünde durması sağlanır. (Burada önemli olan el üstünde çok taş tutmaktır. Anlaşmaya bağlı olarak belirlenen sayıdan az taş tutulursa oyuncu yanar.) El üstünde tutulan taşlar tekrar fırlatır ve avuç içiyle kapılır. (Burada kural el üstünde tutulan taşların tamamının avuç içiyle kapılmasıdır. Taşlardan düşen olursa, oyuncu yanar.) Yani el düz tutularak atılan taşlar önce el üstünde tutulur, sonra avuç içiyle kapılır. Burada kaç taş kapılmışsa oyuncuya o kadar puan yazılır.
Bir oyuncu bu aşamaya kadar yanmamışsa, tekrar birerden başlayarak oyuna devam eder. Çekiştiri de alınan puanlar eklenerek gider. Oyuncu bu bölümlerden birinde yanmışsa (başarılı olamamışsa) rakibinin yanmasını bekler, rakip yanarsa diğer oyuncu yandığı bölümden devam eder. Çekiştiride kapılan taşlar puandır. Belirlenen puana önce ulaşan oyunu kazanır.
Oyunun “Dıydılı ve Dıydısız” olarak iki çeşidi var. Dıydısız oyunun zorlaştırılmış şeklidir. Taşlar yere bırakıldığında birbirine temas ediyorsa oyuncu yanar. Yerdeki taşlar alınırken alınmayacak taşa el değerse oyuncu yine yanar. Diyelim ki ikişerde taşın ikisini alırken el üçüncü bir taşa temas ederse oyuncu bu yüzden yanar.
Oyunu kazananın, kaybedeni cezalandırması bölümü:
Kaybedene acı çektirme amaçlıdır. Kaybeden elini yere düz bir şekilde kapatır. Kazanan anlaşılan sayıda aşağıdakileri uygular. Yine anlaşmaya bağlı olarak cezayı uygulayan taşı düşürürse cezanın kalan kısmı uygulanamaz.
1-Kümbükleme (Yumruklama) 2- Cırmalama (tırmalama) 3- Cimbitleme (Çimdikleme) 4- Deve tabanı (bastırma) 5- Burma (elin üstünün burkulması) 6- Vurma (El üstüne tokatla vurma)
ÇÜŞ BİNDİ
Erkek çoçukların oyunudur. Sayışma ile bir eşek, bir de sahibi seçilir. Eşek olan beli eğili olarak bir noktada bekler. Diğer oyuncular eşeğin sahibine yakalanmadan eşeğe binmeye çalışırlar. Eşeğin sahibine yakalanmadan binen oyuncunun ayakları yere değmemesi gerekir.Ayakları yerde iken sahip elini değerse eşek o olur. Anlaşmaya bağlı olarak aynı anda iki kişi eşeğe binebilir. Karşıdan zıplayarak eşeğe binmek ayrıca bir zevkter. Eşeğin sahibi oyunculardan birine elini değdirince, değilen oyuncu eşek olur, eski eşek eşeklikten kurtularak, yeni eşeğin sahibi olur. Oyunda önemli olan eşeğe uzun süreli binebilmektir. Sahibin amacı ise bir an önce eşeği kurtarmaktır. Oyunda en önemli şey hiç eşek olmamaktır.
DETMELİ (TEKMELİ)
Genellikle erkek çocuklar oynar. Oyuncular iki takıma ayrılır. Belirlenen yüksekçe bir yerin savunmasını bir takım yaparken, diğer takım ele geçirmeye çalışır. Oyunun özelliği rakibe rasgele atılan tekmelerle, rakibi yıldırıp belirlenen hedefi ele geçirmek olsa da asıl amaç rakibe fazlaca acı vermektir. Ayakkabıların burnunun sivri ve sert olması avantajdır.
GÖMMELİ MET
Oyun "Met" denilen 15-20 cm uzunluğunda bir çöp ve yaklaşık 1 m uzunluğunda bir sopa ile genellikle erkek çocuklar tarafından güdüde (hayvan otlatırken) oynanır. Bir daire daire çizilir. Ebe bu dairenin içinden, elindeki çöpü, karşısında sopayla duran vurucuya sert bir şekilde fırlatır. Vurucu karşıdan gelen mete sopayı sert bir şekilde vurup, çöpün olabildiğince uzağa gitmesini sağlar. Ebe, meti dairenin içine girdirmek için fırlatır. Vurucu ise ebenin atmış olduğu meti sopayla karşılar. Gelen mete gelirken vurup uzaklaştırmak avantajdır. Vurucu ebenin fırlattığı mete havada vurursa metin düştüğü yerden tekrar vurma hakkı kazanır. Sopanın ucuyla havalandırarak tekrar vurur. Ebe meti havada yakalarsa kendine mesafe ve süre olarak avantaj sağlamış olur. Ebe meti vu vuruşlar sonunda yakalayıp daireye girdirmeye çalışırken, diğer oyuncular bu dairenin içine sopalarla bir çukur kazarlar. Çukurun derinliği belirlenen derinliğe geldiğinde ebe kimse o bu çukura dikelir. Diğerleri ebenin ayaklarını çukura gömerler. Gömülen ebe bu çukurda verilen cezayı yerine getirinceye kadar bu çukurda bırakılır.
GÜVERCİN TAKLASI
Oyun dört kişilik iki takımla oynanır. 12-18 yaş arası erkek çocuk ve gençlerin oyunudur. Dörderli iki takım oluşturulur. Ebe olan takım oyuncularından ikisi arkalarını dönerek, popolarını birleştirip, bellerini eğerler. Diğer iki oyuncu ayaktaki arkadaşlarının birer baldırına birer kolunu sarıp, kafalarını ikisinin bacak bacaklarının arasından başlarını birbirine değdirip, sırtları düz bir şekilde dururlar. Böylece bir atlama sehpası kurulur.
Diğer takımın oyuncuları sırayla karşıdan koşarak gelip, ön taraftaki arkası dönük ve düz bir şekilde duran oyuncunun sırtına elini ve başını vurarak takla atıp, arka tarafta aynı şekilde duran oyuncunun sırtından yararlanarak takla atma işini kurallara uygun tamamlar. Burada amaç yere düşmeden takla atmak. Takla adarken rakibe fazla acı çektirmektir.
Oyunculardan birisi takla atamazsa veya takladan sonra düşerse veya eli yere değerse o takım yanar ve ebe olur.
SÜLEK
Genellikle kız çocukların sıkça oynadığı bir oyun olmasına karşın yaylalarda,özellikle de Sülek Yaylasında erkek çocuklar ve yetişkin bayanlarında tercihidir. Oyun: "Gıcı" adıverilen yumurta büyüklüğündeki oldukca yuvarlak, sağlam bir taş ve her oyuncunun eliyle rahatça fırlatabilecegi bir "Enek" (yassı taş) le oynanır. Gıcının dikilecegi bir yer seçilir.Gıcı, bir kısmı yerde gömlü bir taş üzerine dikilir. Gıcının dikildiği yerin özelliği, gıcıya vurulduğu zaman kolaylıkla ve daha uzağa yuvarlanması için uygunluğudur. Enekte aranan özellik ise; geniş, düzgün, ağır ve sağlamlıktır. Gıcının dikileceği yerin tespitinden sonra, eneklerin atılacağı yer bir çizgi ile belirlenir. Bu çizgiye "Baş" denir ve gıcıya öyle çok rahat vurulabilcek mesafede olmaması gerekir. Uzaklık ayarı oyuncuların durumuna göre ayarlanır. Mesafe çok uzak veya çok yakın olması oyunun zevkini azaltır. Ebe seçilir. Kırılan gıcı ve eneği değiştirmek oyun başlamadan anlaşmaya bağlıdır. Oyuncuların amacı; enegini fırlatarak gıcıya vurmak ve gıcının oldukça uzağa gitmesini sağlayarak, ebenin gıcıyı getirip yerine dikinceye kadar, eneğini alıp başa kaçarak tekrar atış hakkı kazanmaktır. Burada hem gıcının uzağa gitmesini sağlamak, hemde eneğin gıcının dikildiği yerden uzağa gitme önemlidir. Enek ve gıcı ne kadar uzağa giderse, oyuncunun eneğini alıp kaçması o kadar kolay olur. Oyuncular sırayla eneği gıcıya fırlatırlar. Atış yaparken çizgi önünden atmak veya çizgi arkasından atmak anlaşmaya bağlıdır. Ancak çizgi önünden atışlarda, gıcı yerinde dikili iken yakalanmamak gerekir. Yakalanan ebe olur. Ebe çizgi önünden atışın serbest olduğu oyunda, yakından atış avantajını engellemek için çizgiye yakın durması gerekir. Çizgi önü atış serbest değil ise, gıcıya yakın durması gerekir. Bu ebeye oyunda sağlanan bir kolaylıktır. Oyuncu gıcıya eneği atıp ta vuramaz ise, sıradaki oyuncu atış yapar. Gıcı yerinden düştüğü zaman, eneğini atmış olanlar, ebe gıcıyı dikmeye çalışırken eneklerini ebeye yakalanmadan baş çizgisine kaçırmak zorundadır. Atıcılar yakalanmadan eneklerini başa kaçırırlarsa tekrar atış hakkı kazanırlar. Ebe gıcıyı dikmeye çalışırken, oyuncu eneğinin yanına gelmiş ama eneği alıp kaçmaya zamanı olmamışsa bir ayağını eneğin üstüne basarak yakalanmaktan kurtulur. Fırsat bulduğu anda eline alıp kaçabilir. Eğer oyuncuların hiç biri gıcıyı yerinden yuvarlayacak atışı yapamamışlar ve eneklerini kaçıramamışlarsa, ebe bir oyuncuya eneğinin bulunduğu yerden atış yapmasını ister. Baştaki atışta gıcının düşmesi durumunda eneğin uzağa gitmesi oyuncuya avantaj sağlarken, bu durumda dezevantaja dönüşür. Burada ebe atıcıyı seçerken uzakta olanı tercih eder. Ebenin seçtiği bu kişi gıcıyı düşüremezse ebe olur. Gıcıyı düşürürse her kes eneğini alıp kaçma fırsatı bulur. bu atışta gıcı düştüğü halde oyuncuların kaçması için fırsat doğmamışsa ebe ikinci bir atıcı seçer. Oyun bu şekilde devam eder. Oyunda enek ve gıcı sıkça kırılır.
TEK KABAK
Oyun genellikle akşam hava karardıktan sonra erkekler tarafından oynanır. Oyuncular iki gruba ayrılırlar. Grubun birisi ebe seçilir. Ebe olan grup oyun merkezinde beklerken diğer grup üyeleri dağılarak saklanırlar. Oyunda amaç saklanan oyuncuları bulup, yakalayarak ebenin elini diğer oyuncunun başına vurup, ismi ile birlikte "Tek Kabak" diye bağırarak duyurulur. Saklanan tüm oyuncuların "Tek Kabaklanması" tamamlanınca diğer grup ebe olur. Oyunun en önemli özelliği oyun alanın anlaşmaya bağlı olarak çok geniş olması ve uzun süre devam etmesi. Zamanın birinde, saklanan bir oyuncunun, bir gün sonra saklandığı yerden bir başkasıyla haber gönderdiği anlatılır.
YEDİ KİREMİT
Oyun, bir top ve yedi adet yassı taş ile oynanır. Taşlrın yerine, düz kiremit veya testi kırığı olması daha makbuldür. Önce taşlar üst üste dizilir, topun atılacağı yer çizgi ile belirlenir. Bir atışta enaz kaç taşın düşürülmesi gerektiği kararlaştırılır. Oyuncular sayışarak ebeyi seçerler. Ebe taşların başında bekler. Diğer oyuncular belirlenen çizgiden topu taşlara atarak düşürür. Taşlar hiç düşmez veya belirlenen sayıda düşmezse, oyuncular sırayla topu atarlar. Atıcının enaz düşürmesi gereken taş sayısından az düşürmesi halinde, sıradaki oyuncu atış yapmadan düşen taşlar yerine dizilir. Oyuncuların tamamı taşlardan belirlenen sayıda taşı düşüremezse, ebe sayışmasında ebe olmaktan son kurtulan ebe olur. Oyuncular belirlenen sayıda veya fazlasını düşürürlerse, ebe topu yakalamakla uğrasırken diğer oyuncular yıkılan taştarı dizerler. Ebe topla taşları dizmekte olan oyunculardan bir tanesine topu vurmaya çalışır. Ebenin topu vurduğu oyuncu ebe olur. Eğer ebe topu bir oyuncuya vurmayı başaramadan oyuncular taşları dizerlerse ebenin ebeliği devam eder.